11 Şubat 2011 Cuma

Bebeğinizin İsmine Özel Ninni

Henüz çocuk bile düşünmediğimiz zamanlarda Meyra 'nın isme özel ninniler söylediğini duymuş , dinlediğimde de çok sevmiştim. Sonra hamile kalınca nette ailemiseviyorum sitesine vınnlandım. Fakat sitenin yerinde yeller esiyordu. İmdadıma google koştu ve Meyra Fan Club forumuna ulaştım. Yalnız "Ailemi Seviyorum"daki gibi ninni dinleme şansınız yoktu. Özel istekte bulunuyorsunuz, bir süre sonra istediğiniz ninni bulunuyor ve sadece bir hafta süreyle forumda kalıyordu. Ben de istekte bulunmuş , sonra bunu unutmuştum. Aklıma geldiğindeyse miniğimin ninnisi çoktan silinmişti.
Geçen gün posta kutuma gelen bir e-postayla siteye ışınlandım. Üstelik bu sefer ninniler silinmiyor. Arayan mevlasını da buluyormuş...

not : siteye üye olmanız gerekiyor...

10 Şubat 2011 Perşembe

Gebelik Terörü

Efendim hamile olduğunuzu ilk açıklamanızdan sonra  etrafta sizleri engin doğum tecrübeleriyle donatmaya çalışan insanlar türemeye başlıyor.( Daha sonra lohusa terörü yaratmaya başlayacaklar) . Yalnız bunlardan bir tanesinin de ağzından hayırlı bir şey çıkmaz.En bilinenleri :

" Uykusuz gecelere hazır ol!" 
Evet, bu söylenen doğru uzun bir uykusuzluk dönemi geçirdik ama ilk söylenecek laf olmaza bence bu.

" Ayyy ben doğururken her tarafım yırtıldı , öyle bir acı yokkkk! Şimdiki aklım olsa sezeryan olurdum! "
Derin derin nefes alacağına bağırınıp durursan yırtılırsın tabi ! Şimdi doğum yapacak birini cesaretlendirmek yerine korkutmak niye ?

"Nasıl doğum düşünüyorsun ? Ne ? Normal mi ? Niye ?"
Adı üstünde : Normal ! 
 

" Bi doğsun keşke hiç çıkmasaydı diyeceksin ?"
Hiç demiyorum vallahi. Hem de onca uykusuzluğa, açlığa , yorgunluğa rağmen . İyi ki doğurmuşum.

" Ne o hala doğurmadın mı sen ?"
İşte en sinir olduğum.Çünkü ben biran önce doğurmak istiyordum. Hatta doğuramayacağım diye ağladığım oldu.

Kızım olacak dediğimde : " Olsun , o da evlat !"
,
Bunu söyleyenlerin kadın olması çok ilginç oluyor.Ne o utanıyor musunuz cinsiyetinizden? Bu arada hastanede ben kızını beklediğini düşündüğüm 40lı yaşları sonundaki 4 çoçuklu torun sahibi hamile kadının konuşmasıyla şok olmuştum : " Allah mükafatını verdi, oğlum olacak "

Allah aşkına hamilelere güzel şeyler söyleyin , onları yüreklendirin. Anne olmak  inanılmaz bir duygu. . Hala Pelin'e baktığımda inanamıyorum onun benim kızım olduğuna . Yalnız hamilelik benim için kabu demek :)

5 Ocak 2011 Çarşamba

Kolay Bir Doğum Hikayesi : Pelin Gelmiş Hoş Gelmiş...


 Benim doğum hikayem sıkıntılı başladı. Yalnız sıkıntı doğurmakta değil gebelik sürecindeydi. Açıkçası 40 hafta bana çooooook uzun geldi. Hamilelikten o kadar sıkıldım ki " sen hala doğurmadın mı" diyenin suratına patlatasım geliyordu. Çocuğu içimde büyütüp ilkokula başlarken çıkaracak halim yok ya ! Beni minik sıpam bir türlü gelmek bilmedi. 37. haftadan sonra her NST esnasında sancı bekleyip hüsranla tıpış tıpış eve döndüm. Bu arada hastane çantam da benimle birlikte geliyor tabi.
40. haftamın dolduğu 17 Eylül Cuma günü " Allah'ım inşallah sancım vardır da ben hissetmiyorumdur. Beni hemen yatırıversinler de kavuşayım miniğime" dualarıyla NST'ye girdim. Hayır efendim yoooookkk yookkkkk sancı mancı yok! Sinirlerim hopladı. Kantinde bir şeyler atıştırırken annem " Hani geçen gün gördüğümüz kız var ya , o doğurmuş " deyince ben anneme bir bağır çağır! Tamamiyle kıskançlıktan. Herkes doğuruyor ben doğuramıyorum, anneciğim de bu haberi bana veriyor. Bak sen şu işe! Annemle küstük tabi. Sevgilim beni sakinleştirmeye çalışıyor. Bir ona kızmıyorum zaten. Ona diyorum " Kimse konuşsun istemiyorum. Herkesin konuşması batıyor özellikle kadınların" ( Belki de onların doğurmuş olmasını kıskanıyorum). Akşam yemeğe kayınvalidemlere gittik. Kayınvalidem bana " Yok senin karnın  aşağıya inmemiş daha var " demesin mi. Sevgilim kaş göz yapıyor ordan ! Dayanamadım ona da laf söyledim " Sen de iyi bir şey söyle ya! " diye. Kalkıp anneme gittik. Son ayımızda 1 hafta kardeşim bizde kaldı , birkaç gün kayınvalidemde ve sonrasında da annemde kaldık. Gece aniden doğum başlarsa yanımızda birileri olsun diye.
Annemle konuşmuyorum ya moralim de bozuk yattım ben 20.00'de. 
Saat 04.00'de her hamilenin gecenin %70 'inde yaptığı gibi "su dökmek" için tuvalete gittim. Dönüp tam yatağa oturacakken foşşş diye bir şey boşandı. Eyvah , dedim altıma kaçırdım. Sonra bir baktım ki bu çiş değil :))) Nasıl mutluyum. Sevgilimi dürttüm hemen " Aşkım , sanırım benim suyum geldi" Sonra doğru annemlerin odasına " Baba kalk, benim suyum geldi" ben deli gibi mutluyum. Büyük bir sevinçle hazırlanıyorum. Evdeki herkeste ise sessizlik hakim. 
Arabada kimse konuşmuyor. Bense gülümseyerek etrafı seyrediyorum. Eşim arada sancın var mı diye soruyor ama yok. O filmlerdeki gibi karnımı tutarak bağırmıyorum. Hastaneye varıyoruz . Acilden girişimi yapıyoruz ve Doğumhanenin kapısına varıyoruz Saat 05.00. Güvenlik görevlisi kapıyı açıyor ve içeri giriyorum yüzümde kocaman bir tebessümle. Tek başıma...İçeriden sancı çeken bir gebenin sesi geliyor. Ortalıkta kimseler yok. Kimse yok mu , diyorum. Ebe geliyor. Beni NST odasına alıyorlar. NST'ye bağlanıyorum. Burası çok sıkıcı. Acaba ne zaman alacaklar beni? İçerideki gebenin sesi gittikçe yükseliyor. O kadar çok bağırıyor ki ürküyorum. Sanki kıza işkence yapıyorlar. NST' de yarım saat falan kalıyorum . Sancı Yok ! Ebeler çok tatlı . Herkesle canım , cicim diye konuşuyorlar. Son derece şefkatliler. Giysilerimi ve takılarımı eşime teslim edip  ameliyat önlüğünü giymemi istiyorlar. Dışarı çıkıp sevgilimi çağırıyorum. Vedalaşıyoruz. İkimiz de çok heyecanlıyız. Ebe açılmama bakıyor : " Ooo çok iyi, 3 cm. Sancın olsaydı şimdiye kadar alırdık seni doğuma" Biraz sohbet ediyoruz. Ben çok güleryüzlü ve sakinim.  " Keşke buraya gelen herkes senin gibi olsa " diyorlar bana.  Sonra da lavman yapılıyor. Kesinlikle korkulacak bir şey yok. Tekrar NST'ye bağlanıyorum saat 06.30 olmuş. İyice sıkılıyorum. Neden başlamıyor bu doğum ? İçeriden bir bebek ağlaması geliyor. Biri daha dünyaya merhaba dedi. Gözlerim doluyor.Saatler NST'de geçiyor. Yeni yeni gebeler geliyor odaya. Onların sancıları var. Benimse sancım yok ama doğum olacak belli :) Nöbet değişimi. Yeni ebeler ve doktor. Biz doğum normal olacağı için kendi doktorumuzu rahatsız etmiyoruz.  Ebe gelip benimle sohbet ediyor. Saat 09.00 Hadi gel , doktor bey muayene etsin seni diyor. Doktor çok memnun " Süper , bitmiş bu iş , sancı var mı ?" "Yok" "Tamam , serum takalım" Anlıyorum ki suni sancı verecekler. Hakkında iyi şeyler duymamıştım. Çok can yakıyormuş. Ama az kalmış ya sevinçten deliriyorum. 09.10 'da serum bağlanıyor. Bir yandan da NST . Sancılar yavaş yavaş geliyor. Adet sancısı gibi.Ben sancı geldikçe derin nefes alıp veriyorum. Acım hafifliyor. Sancının şiddeti gittikçe artıyor. Ama çekilemeyecek bir acı değil. Her sancıda pilates yapan Ebru Şallı modundayım. Üffleyip duruyorum. Odadaki diğer gebeler beni izliyorlar şaşkın şaşkın. Arada ebe gelip bakıyor. Diğer kızlara da " Bakın eğitimli insanın hali başka , sancı gelince bağıracağına derin nefes alıp veriyor" diyor. Onlar korkan gözlerle bana bakıyorlar. İçimde ayağa kalkma hissi var. Yatarak sancı çekmek istemiyorum. Dolaşmak istiyorum. Ama serum bağlı. Ebe " Bak şimdi bir sezeryana gireceğiz sonra da sıra sende. " diyor. Abartısız 5 dakika sonra elinde yeni doğmuş bir bebekle kapının önünden geçiyor. Sonra dönüp bana gösteriyor : " Bak birazdan sen de kavuşacaksın" İçim kıpır kıpır. Bana " Eğer büyük abdestin gelmiş gibi olursa ıkınmaya başlayacaksın onun dışında sakın ıkınma diyor" Bir yerde okumuştum bebek iyice ilerlemeden ıkınmak soruna neden oluyormuş.Bunu biliyordum zaten. Sonra çağırıyorum. Geliyor galiba diyorum. Bakayım diyor Evet geliyor. Birlikte kalkıp çatala gidiyoruz. ayağa kalktığımda doğuracağım zannediyorum. Bana nasıl yapacağımı anlatıyor .  Bir demir var kollarımın yanında. Onları sıkıca tut, bebeği it demirleri ise kendine doğru çek diyor. Yalnız sadece sancı geldiğinde ıkınacağım. Her sancıda var gücümle ve uzuuuun uzun ıkınıyorum. Birkaç ıkınma sonrası dur diyor ebe . Ben hızımı alamamış ıkınmaya devam ediyorum .Gözümü açıyorum ve o solucan yavrusunu görüyorum.Aman Allahım, ince, uzun ,kıvrım kıvrım bir şey bu. bebek hemşiresi hemen kilosunu boyunu ölçüyor. Tam istediğim kiloda 3010gr. Giydiriyorlar kuzumu ve tezgahın üzerine koyuyorlar. Sol çaprazımda , karşımda. sanki görüyormuş gibi gözleri tavanı , sağı solu dolaşıyor. Onu seyrediyorum bir taraftan dikişlerim atılırken. Ebe " Ne hissediyorsun ?" diyor " İnanamıyorum" diyebiliyorum sadece gülümseyerek. " Ben de inanamıyorum" diyor. " Seninki gibi olsa keşke tüm doğumlarımız " diye ekliyor. Dikişler bitiyor. Tekerlekli sandalyeye biniyorum. Bebikim hemşirenin elinde . Ameliyathanenin kapısı açılıyor.Tıpkı girerken olduğu gibi gülerek çıkıyorum dışarı. Kayınvalidemler, eşim , annemler gülerek bize doğru koşuyorlar. Gözlerim doluyor sevinçten. Odamıza geçiyoruz. Herkesten sonra ben alıyorum kuzumu kucağıma ve ilk emzirme işlemi gerçekleşiyor.
Nasıl acıkmışım..Hemen yemeğe saldırıyorum. Bir taraftan da içeride olanları büyük bir heyecanla anlatıyorum.Annemler şaşkın ne bu enerji diyorlar. Telefonlar susmuyor. Onlarla da büyük bir enerjiyle konuşunca şaşırıyorlar. Sesin doğum yapmış gibi gelmiyor diyorlar :) Çünü ben 40 hafta beklediğim meleğime kavuştum. Vuslata erdim neden süzgün olayım ki...